Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | dikey çizgi | vertical n. | ||
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner. Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş. More Sentences |
||||
General | dikey çizgi | vertical n. | ||
Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner. Mary dikey çizgili giysiler giymeyi seviyor, çünkü bunların insanı daha ince gösterdiğini duymuş. More Sentences |
||||
General | dikey çizgi | perpendicular line n. | ||
General | dikey çizgi | perpendicular n. | ||
Technical | ||||
Technical | dikey çizgi | vertical rule n. | ||
Technical | dikey çizgi | vertical line n. | ||
Computer | ||||
Computer | dikey çizgi | vertical line n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Technical | ||
Technical | ölçüyü işaretlemek için çubuk üzerine çizilen dikey çizgi | bar n. |
Computer | ||
Computer | klavyedeki uzun dikey çizgi | pipe n. |
Marine | ||
Marine | gemide baş ve kıç dikmelerin ortasındaki dikey çizgi | midship n. |
Botanic | ||
Botanic | gövdedeki bir sıra yaprağı birbirine bağlayan varsayımsal dikey çizgi | orthostichy n. |
Geography | ||
Geography | okyanusun dikey kesitindeki eşit sıcaklık noktaları boyunca çizilen çizgi | isothermobath n. |
Music | ||
Music | ölçünün baş kısmına konan dikey çizgi | bar line n. |
Music | (ilahi metninde) ses değişikliğinin gerçekleştiği noktalara dikey çizgi eklemek | point v. |
Music | ilahi metnine dikey çizgi çekmek | point v. |